a visible indication

listen to the pronunciation of a visible indication
الإنجليزية - التركية

تعريف a visible indication في الإنجليزية التركية القاموس.

sign
imzalamak

Çekini imzalamak için bir kalem çıkardı. - He took out his pen to sign his check.

Belgeyi imzalamak zorunda kaldı. - He was forced to sign the document.

sign
{i} işaret

Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur. - Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening.

Uzun bir dil, kısa bir elin işaretidir. - A long tongue is a sign of a short hand.

sign
alamet
sign
kaydolmak

Tom'a kaydolmak için çok geç olmadığını söyle. - Tell Tom it's not too late to sign up.

Beyzbol takımına kaydolmak istiyorum. - I'd like to sign up for the baseball team.

sign
eser
sign
imza

Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır. - Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.

Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık. - We were tied to our decision because we signed the contract.

sign
{f} imzala

Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır. - All you have to do is sign this paper.

Prospektüsler iki sponsor temsilci tarafından imzalanmalıdır. - Prospectuses must be signed by two sponsor representatives.

sign
sözleşmeyle işe almak
sign
{f} spor (yeni bir oyuncuyla) kontrat yapmak
sign
{i} mucize işareti
sign
{i} haç işareti

Papaz haç işaretini yaptı. - The priest made the sign of the cross.

sign
(isim) istavroz, işaret, sembol, simge, gösterge, jest, belirti, nişan, alâmet, iz, semptom, burç, burç sembolü, tabela, isim levhası, mucize işareti, haç işareti
sign
on iki burçtan biri
sign
{i} nişan
sign
{i} gösterge

Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu. - His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.

Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi. - He gave a tip as a sign of gratitude.

sign
{f} işaretlemek
sign
{f} ifade etmek

Duygularını ifade etmek, zayıflık belirtisi değildir. - Expressing your feelings is not a sign of weakness.

sign
{i} isim levhası
sign
sign language sağır ve dilsizlerin işaretlerle konuştuklansign manual el yazısı imza sign painter tabela ressamı
sign
{i} 1. işaret: plus sign artı işareti. minus sign eksi işareti. the signs of the zodiac burç işaretleri. the sign of the cross haç işareti. 2
الإنجليزية - الإنجليزية
sign
a visible indication

    الواصلة

    a vis·i·ble in·di·ca·tion

    التركية النطق

    ı vîzıbıl îndıkeyşın

    النطق

    /ə ˈvəzəbəl ˌəndəˈkāsʜən/ /ə ˈvɪzəbəl ˌɪndəˈkeɪʃən/
المفضلات