Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim.
- I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.
Hacimi hesaplamak için uzunluğu genişlikle ve derinlikle çarp.
- To calculate the volume, multiply the length by the width by the depth.
Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.
- ׁWe're measuring the depth of the river.
O ailesi için sevgisinin derinliğini gösteriyor.
- That shows the depth of his love for his family.
Bilim adamları okyanusun derinliklerini keşfetmek için bir batisfer kullandılar.
- The scientists used a bathysphere to explore the depths of the ocean.
Bence Dünya'nın derinliklerinde daha fazla altın olmalı.
- I think there must be much gold in the depths of the Earth.