Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
Adam bir kaç saat önce vefat etti.
- The man passed away a few hours ago.
Tom Mary'den sadece bir kaç inç daha uzundur.
- Tom is only a few inches taller than Mary.
Mary ve diğer bazı kadınlar birkaç saattir buradaydı.
- Mary and some other women were here for a few hours.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
Managua'da çok az Amerikan yerlisi vardır.
- There are very few Native Americans in Managua.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
... There was very few of them. ...
... have very few wild species that can be easily domesticated. ...