a vertex or zenith

listen to the pronunciation of a vertex or zenith
الإنجليزية - التركية

تعريف a vertex or zenith في الإنجليزية التركية القاموس.

vertical
{s} düşey
vertical
{s} dikey

Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi. - He drew some vertical lines on the paper.

Tango, yatay arzuların dikey anlatımıdır. - Tango is the vertical expression of a horizontal desire.

vertical
{s} dik

Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi. - He drew some vertical lines on the paper.

Dikey kayalıklardan uzak durun! o bağırdı. - Keep away from the vertical cliff! she shouted.

vertical
{i} dikey düzlem
vertical
(Tıp) vertlkal
vertical
amudi
vertical
şakuli
vertical
{i} dikey çizgi

Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş. - Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner.

Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi. - He drew some vertical lines on the paper.

vertical
ufuk düzlemine dikey olan büyük daire
vertical
tam tepede olan
vertical
{i} düşey doğru
vertical
{i} düşey düzlem
vertical
(sıfat) dikey, düşey, dik, tepede olan
vertical
(Tıp) kafa tepesi ile ilgili
vertical
dikey düzlem/dikey çizgi
الإنجليزية - الإنجليزية
vertical
a vertex or zenith

    الواصلة

    a ver·tex or zen·ith

    التركية النطق

    ı vırteks ır zinıth

    النطق

    /ə ˈvərˌteks ər ˈzēnəᴛʜ/ /ə ˈvɜrˌtɛks ɜr ˈziːnəθ/
المفضلات