O, çeşitli ekinler büyüttü. - He grew a variety of crops.
O, çeşitli ekinler büyüttü.
He grew a variety of crops.
Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir. - This store has a variety of spices.
Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir.
This store has a variety of spices.
The better hand . . . gives the nose its bergamot. —William Cowper.