a troublesome situation; a problem; a predicament or quandary

listen to the pronunciation of a troublesome situation; a problem; a predicament or quandary
الإنجليزية - التركية

تعريف a troublesome situation; a problem; a predicament or quandary في الإنجليزية التركية القاموس.

bind
bağlamak
bind
ciltlemek

Onların işi kitapları ciltlemek. - Their job is to bind books.

bind
{f} bağlamak; sarmak. 2 kenarını tutturmak
bind
fazla sıkmak
bind
sıkışmak
bind
zorunlu bırakmak
bind
biraraya getirmek
bind
yasal olarak bağlamak
bind
bağla

Bir kira sözleşmesi, ev sahibi ve kiracıları arasında yasal olarak bağlayıcı bir belgedir. - A tenancy agreement is a legally binding document between a landlord and their tenant.

O yasal olarak bağlayıcı değil. - It's not legally binding.

bind
yasa gücü ile zorunlu kılmak
bind
birleştirmek
bind
tutmak
bind
bind over veya downmali kefaletle bağl
bind
inkıbaz etmek
bind
bağla,v.bağla: n.bağ
bind
{f} usandırmak
bind
{f} donmak (beton)
bind
{f} sargılamak
bind
{f} tutturmak
bind
bağlamak yerine tespit etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
bind
a troublesome situation; a problem; a predicament or quandary
المفضلات