Çocuk oyuncağı nasıl sökeceğini biliyor.
- The boy knows how to disassemble the toy.
Çocuk oyuncağı istediği için çığlığı bastı.
- The child threw a tantrum because he wanted the toy.
Oyuncak dükkânı kapandı.
- The toy store is closed.
O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti.
- He deprived my little sister of all her toys.
O, bana küçük bir oyuncak aldı.
- She got me a tiny toy.
Çocuk, oyuncağı küçük kız kardeşinden aldı.
- The boy has taken the toy away from his little sister.
Oyuncaklarıyla oynamak istemiyor.
- She doesn't want to play with her toys.
O silahla oynama, o bir oyuncak değil.
- Don't play with that gun. It's not a toy.
Çocuklar oyuncak bloklarla oynadılar.
- The children played with toy blocks.