a thing defined or explained

listen to the pronunciation of a thing defined or explained
الإنجليزية - التركية

تعريف a thing defined or explained في الإنجليزية التركية القاموس.

definite
{s} belirli

Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır. - In Esperanto there is no indefinite and only one definite article.

Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir. - The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.

definite
tamamen
definite
mahdut
definite
mukarrer
definite
belirtili
definite
tam

Tom kesinlikle tam olarak ne olduğunu biliyor. - Tom definitely knows exactly what happened.

O kesinlikle tam zamanlı bir iştir. - It's definitely a full-time job.

definite
kesin

Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır. - Tom should definitely ask for Mary's opinion.

Bana kesin bir cevap ver. - Give me a definite answer.

definite
açık

Onun Amerika'ya gideceği açık. - It is definite that he will go to America.

definite
{s} şüphesiz
definite
kati surette
definite
(sıfat) kesin, şüphesiz, kuşkusuz; belirli, açık; kati; su götürmez
definite
yanidefinitely kesinlikle
definite
definite article İngilizcede isimden önce kullanılan ve nitelediği ismi belirleyen kelime
definite
{s} kati
definite
{s} belirli, belli
definite
{s} kuşkusuz
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} definite
a thing defined or explained

    الواصلة

    a thing de·fined or explained

    التركية النطق

    ı thîng dîfaynd ır îkspleynd

    النطق

    /ə ˈᴛʜəɴɢ dəˈfīnd ər əkˈsplānd/ /ə ˈθɪŋ dɪˈfaɪnd ɜr ɪkˈspleɪnd/
المفضلات