Her gün yürümeye alışkınım.
- I am in the habit of taking a walk every day.
Onun her sabah kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.
- He was in the habit of taking a walk before breakfast every morning.
Zehir alarak kendini öldürdü.
- He killed himself by taking poison.
Tom zehir alarak intihar etti.
- Tom committed suicide by taking poison.
O, paranın kendi payına düşenini almakta tereddüt etmedi
- He did not hesitate in taking his share of the money.
Tom parayı almak için uzandı.
- Tom lied about taking the money.
Trenlerin resimlerini çekmek neden ilginçtir?
- Why is taking pictures of trains interesting?
Neden trenlerin resimlerini çekmek çok ilginç?
- Why is taking pictures of trains so interesting?
count the shop's takings'.
... taking advantage of a moment of weakness of the young woman empire ...
... that are the groups who are inverting that, and taking ...