a surety of another, release from custody on giving security, handle, hoop

listen to the pronunciation of a surety of another, release from custody on giving security, handle, hoop
الإنجليزية - التركية

تعريف a surety of another, release from custody on giving security, handle, hoop في الإنجليزية التركية القاموس.

bail
{i} kefalet

Dan, Matt ve Linda'yı kefaletle serbest bıraktırdı. - Dan bailed Matt and Linda out.

Tom hiç kefaletle tahliye olmadı. - Tom has never bailed.

bail
kefalet,v.kefaletini öde: n.kefalet
bail
(Kanun) kefaletini ödemek
bail
kepçe
bail
kefalet vergini
bail
bir kimseye kefalet ederek tahliyesini temin etmek
bail
{f} kurtarmak
bail
{i} kulp
bail
{i} çember
bail
mevkufu kefile teslim etmek
bail
{i} (tekneye giren suyu boşaltmak için kullanılan) kova, maşrapa v.b
bail
tevdi etmek
bail
(fiil) kefaletle serbest bırakmak, kurtarmak; emanet etmek, suyunu boşaltmak (kayık)
bail
{i} kefil

Bana kefil oluyor musun? - Are you bailing on me?

bail
{f} suyunu boşaltmak (kayık)
bail
{f} emanet etmek
bail
kefaletle tahliye edilme. f
bail
(sanığın tahliye edilmesi için verilmesi gereken) teminat akçesi, kefalet
bail
{i} teminât
bail
kefalet ücreti
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} bail
a surety of another, release from custody on giving security, handle, hoop

    الواصلة

    a sure·ty of another, re·lease from cus·to·dy on gi·ving security, handle, hoop

    النطق

المفضلات