Masada bol miktarda taze yumurta var.
- There are plenty of fresh eggs on the table.
Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.
- He had plenty of money for his trip.
Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim.
- As a new father, I gave my first child plenty of books.
Kalan pek çok şey var.
- There's plenty of stuff left.
Masada bol miktarda taze yumurta var.
- There are plenty of fresh eggs on the table.
Bu yıl bol yağmur vardı.
- We have had plenty of rain this year.
Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
- This typewriter has seen plenty of use.
Salonda çok fazla misafir vardı.
- There were plenty of guests in the hall.
Çok fazla zamanımız var.
- We have plenty of time.
I think six eggs should be plenty for this recipe.