الإنجليزية - التركية
تعريف a substance used to produce a taste. flavouring في الإنجليزية التركية القاموس.
- flavour
- {i} tat
- flavour
- {i} lezzet
Bu pilav olabilir ama tamamen lezzetsiz.
-This may be pulao, but it's completely flavourless.
Hindistan'ın bölgesel lezzet açısından zengin bir mutfağı vardır.
-India has a cuisine rich in regional flavour.
- flavour
- {i} tad
Domatesin tadını beğenmiyorum.
-I don't like the flavour of tomatoes.
Biraz tuzun, tadı artıracağını düşünüyor musun?
-Do you think a little salt will improve the flavour?
- flavour
- tatlandırmak
- flavour
- lezzetlendirmek
- flavour
- {i} hava
- flavour
- (Arılık) tat katmak
- flavour
- lezzet vermek
- flavour
- çeşni
- flavour
- {f} lezzet katmak
- flavour
- {f} çeşni vermek
- flavour
- i., f., İng., bak. flavor
- flavour
- {i} koku
- flavour
- {f} tat vermek
- flavour
- {i} tat veren şey
- flavour
- lezzetlendir
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a substance used to produce a taste. flavouring في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- flavour
Flavour was added to the pudding.
a substance used to produce a taste. flavouring
الواصلة
a sub·stance used to pro·duce a taste. fla·vour·ingالنطق
Resimler
المفضلات