الإنجليزية - التركية
تعريف a story about the loss of happiness, bliss, or idealized existence في الإنجليزية التركية القاموس.
- tragedy
- felaket
Savaşın felaketi unutulmamalı.
-The tragedy of war must not be forgotten.
- tragedy
- facia
ABD'nin Irakta yaptığı şey hakkında çok üzgünüm. Bu savaş herkes için bir faciaydı.
-I'm very sorry about what the U.S. has done in Iraq. This war has been a tragedy for everyone.
Dua ve dileklerim bu korkunç faciadan tüm etkilenmişler için.
-My thoughts and prayers are with all those who were affected by this terrible tragedy.
- tragedy
- {i} facia, çok üzüntü veren acıklı olay
- tragedy
- {i} tiy. trajedi, tragedya, facia, ağlatı
- tragedy
- {i} trajedi
Onun ani ölümü bir trajedi idi.
-His sudden death was a tragedy.
Tom ve Mary- beş perdelik bir trajedi Mary'nin en son otobiyografik çalışmasının başlığıdır.
-Tom and Mary - A Tragedy in Five Acts is the title of Mary's latest autobiographical work.
- tragedy
- (Sosyoloji, Toplumbilim) ağlatı
- tragedy
- {i} felâket
Savaşın felaketi unutulmamalı.
-The tragedy of war must not be forgotten.
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a story about the loss of happiness, bliss, or idealized existence في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- tragedy
a story about the loss of happiness, bliss, or idealized existence
الواصلة
a sto·ry a·bout the loss of happiness, bliss, or i·de·al·ized ex·ist·enceالنطق
Resimler
المفضلات