Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a stope or set of stopes

listen to the pronunciation of a stope or set of stopes
الإنجليزية - التركية

تعريف a stope or set of stopes في الإنجليزية التركية القاموس.

labor
{f} çalışmak

Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum. - I wish to work in the laboratory some day.

labor
{i} iş gücü

Bu iş yoğun iş gücü gerektirmektedir. - This task is labor-intensive.

Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor. - This company uses cheap labor to increase its profit margins.

labor
(Tıp) doğum eylemi
labor
{i} zahmet
labor
{i} den. fırtınada geminin şiddetle çalkalanması
labor
amel
labor
(Ticaret)

İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi. - The labor unions had been threatening the government with a general strike.

İşçiler bir insan barikatı kurdu. - The laborers formed a human barricade.

labor
işçilik

Belirtilen fiyat işçilik ücretini içermez. - The stated price does not include labor charges.

İşçilik maliyetlerini azaltmamız gerekiyor. - We need to reduce labor costs.

labor
(Askeri) denizlerde çalkalanmak
labor
{f} çalış

Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum. - I wish to work in the laboratory some day.

O labaratuarda çalışır. - He works in the laboratory.

labor
bkz.labour
labor
doğum ağrı
labor
(Askeri) İŞ, EMEK
labor
{f} emek vermek
labor
{f} alın teriyle yapmak
labor
çabalamak
labor
{f} 1. çalışmak
labor
işin teferr
labor
{f} çaba harcamak
labor
doğurma halinde olmak
الإنجليزية - الإنجليزية
labor