En parlak olanı şu küçük yıldızdır.
- That small star is the brightest.
İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.
- Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star.
Orada kar mı yağıyor? Bak, zaten orada toprağın üstünde belirmeye başlıyor!
- Is it snowing out there? Look, it's already starting to appear on the ground there!
Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı.
- Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.
Starbucks kahve satın almak için en iyi yerdir.
- Starbucks is the best place to buy coffee.
Bir takımın en iyi oyuncusu olmam zordu.
- It was difficult for me to become a starting player.
Onun küçük kız kardeşi ünlü bir televizyon yıldızı.
- His younger sister is a famous TV star.
Biz çıkmaya başladığımızda Tom'un ünlü olduğunu bilmiyordum.
- I didn't know Tom was famous when we started dating.
Tom Noel ağacının üzerine bir yıldız koydu.
- Tom put a star on top of the Christmas tree.
Onlar bir yıldız işaretinin nasıl kullanılacağını bilmiyorlar.
- They don't know how to use an asterisk.
Clyde Tombaugh ayrıca farklı yıldız kümeleri, bir kuyruklu yıldız ve yüzden fazla asteroid keşfetti.
- Clyde Tombaugh also discovered several star clusters, a comet and more than a hundred asteroids.
Bir asteroid, Rusya'daki Çelyabinsk üzerinde patladı.
- An asteroid exploded over Chelyabinsk in Russia.
Onu ne kadar çok teşvik ettiğim önemli değil, O, görev üzerinde çalışmaya başlamayı reddediyor.
- No matter how much I prod her, she refuses to start working on the assignment.
Sami mağazada önemli bir yenileme başlattı.
- Sami started a major innovation to the store.
Böyle parlak bir yıldız hiç görmedim.
- I had never seen such a shiny star.
Bu gece yıldızlar parlak şekilde parlıyor.
- The stars are shining brightly tonight.
Güneşimizden daha büyük bir sürü yıldız var.
- There exist several stars which are larger than our Sun.
Başlangıç için Kudüsü ziyaret ettim-üç büyük din için kutsal bir yer.
- For a start, I visited Jerusalem - a sacred place for three major religions.
Tom'un başlamak için bir şansı var.
- Tom got a chance to start over.
Hala hayatta olduğum için şansıma şükrediyorum.
- I thank my lucky stars that I'm still alive.
by the changes and enter-caprings of which, the revolutions, motions, cadences, and carrols of the asters and planets are caused and transported.
His teacher tells us he is a star pupil.
The coat is lined with fur.
- Bu ceket kürkle astarlanmıştır.
... Growing up, like many of you, I was hooked on Star Trek. ...
... amazing to see, you as an international football star, ...