a spot or small marked space; as, the germinative area

listen to the pronunciation of a spot or small marked space; as, the germinative area
الإنجليزية - التركية

تعريف a spot or small marked space; as, the germinative area في الإنجليزية التركية القاموس.

area
alan

Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi. - It was not permitted that the inhabitants trespass in the area.

Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar. - After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.

area
{i} bölge

O, kısa bir süre o bölgede kaldı. - She stayed in that area for a short while.

Bölgenizdeki ortalama bir evin değeri nedir? - What is the value of an average home in your area?

area
saha

Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük. - This area is as big as a football pitch.

Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir. - Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.

area
civar

Gördüğüm kadarıyla bu civarda yaya trafiği pek yok. - There is not a lot of foot traffic in this area so far as I have seen.

Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun? - Do you know the name of the most successful military man from this area?

area
yöre
area
(Matematik) yüzölçü
area
yüzey
area
boşluk
area
(İnşaat) alan, yer
area
{i} 1. alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
area
{i} harekât bölgesi
area
(Anatomi) alan,saha örn: area poplitea
area
mesaha
area
{i} bodrum girişi
area
{i} yüzölçümü
area
alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
الإنجليزية - الإنجليزية
area
a spot or small marked space; as, the germinative area
المفضلات