a spontaneous or unposed photograph

listen to the pronunciation of a spontaneous or unposed photograph
الإنجليزية - التركية

تعريف a spontaneous or unposed photograph في الإنجليزية التركية القاموس.

candid
içten
candid
{s} samimi

Tom her zaman samimi. - Tom is always candid.

Samimi görüşünü istiyorum. - I'd like your candid opinion.

candid
dobra
candid
asıl fikrini gizlemeyen
candid
dobra dobra
candid
(Televizyon) gizli kamera
candid
dürüst

Görüşmelerde dürüst ve samimi olmak zorundasın. - You have to be up-front and candid at interviews.

candid
(kamera) gizli
candid
{s} tarafsız
candid
{s} candan
candid
candidness samimiyet
candid
(sıfat) samimi, candan, içten, açık, dürüst, saf, tarafsız; gizli çekimde kullanılan
candid
{s} gerçek, asıl (fikir)
candid
riyasız
candid
candid camera photographs kusurları gizlemeyen fotoğraflar
candid
tarafsızca
candid
{s} gizli çekimde kullanılan
candid
{s} açık, asıl fikrini gizlemeyen; açık yürekli, samimi, içten
الإنجليزية - الإنجليزية
candid

His portraits looked stiff and formal but his candids showed life being lived.

a spontaneous or unposed photograph
المفضلات