Fenolftalein, 10.0 ya da daha fazla bir pH'a sahip olan bir baz varlığında parlak mora dönüşecektir ve 8.2 ya da daha az bir pH değerine sahip bir çözeltinin varlığında renksiz kalacaktır.
- Phenolphthalein will turn fuchsia in the presence of a base with a pH of or above 10.0 and will remain colorless in the presence of a solution with a pH of or below 8.2.
Bu çözeltide kaç mol bor var?
- How many moles of boron are there in this solution?
Biz, sorunun çözümüne gelince farklılık gösterdik.
- We differed as to the solution to the problem.
Bir çözüm yoksa, öyleyse hiçbir sorun yok.
- If there's no solution, then there's no problem.
Adam, gümüş solüsyonu içtikten sonra sürekli olarak mavileşti.
- The man turned permanently blue after he drank the silver solution.
Zayıf bir şeker solüsyonu hazırladım.
- I prepared a weak sugar solution.
Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.
- We are groping for a way out of the present situation.
Bu sorundan bir çıkış yolu bulmam gerek.
- I need to find a way out of this problem.
Bu bulmacayı çözmek zaman gerektirmedi.
- The solution of the puzzle required no time.
Her iki taraf da çözüm yolunda bir adım attı.
- Both parties took a step towards a solution.
En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.
En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.
Her iki taraf da çözüm yolunda bir adım attı.
- Both parties took a step towards a solution.
Tom bir çözüm bulmak için çaresiz olduğunu söyledi.
- Tom said he was desperate to find a solution.
İntiharı tek çıkış yolu olarak gördü.
- He saw suicide as the only way out.
Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.
- We are groping for a way out of the present situation.
Hâlâ çözümü bulmadık.
- We still haven't found the solution.
I need a way out of this problem.
... solution is at the kid factory. ...
... So it's not a scalable solution. ...