a small, hard particle; a grain

listen to the pronunciation of a small, hard particle; a grain
الإنجليزية - التركية

تعريف a small, hard particle; a grain في الإنجليزية التركية القاموس.

corn
mısır

Mısır ekmeği, muffin pankek ile iyi gider. - Cornbread goes well in cupcake pans.

Genetik mühendisliği sayesinde, mısır kendi böcek ilaçlarını üretir. - Through genetic engineering, corn can produce its own pesticides.

corn
(Tıp) com
corn
tuzlamak
corn
nasır
corn
tane

Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir. - Even a blind chicken can find a grain of corn.

corn
{i} ekin

Bütün aile dışarıda ekin biçiyordu. - The whole family was out harvesting the corn.

corn
{i} yulaf İrlan
corn
{f} kurutmak (tuzlayıp)
corn
{f} salamura etmek
corn
(isim) ekin; mısır; tahıl; buğday [İng.]; yulaf (İrlan., Iskoç.), tahıl tanesi; mısır viskisi; nasır
corn
{i} mısır viskisi
corn
{i} buğday [İng.]
corn
{i} Iskoç
corn
{i} tahıl tanesi
corn
{i} tahıl
corn
(Tıp) Nasır, klavus
الإنجليزية - الإنجليزية
corn
a small, hard particle; a grain
المفضلات