a single particle of a substance

listen to the pronunciation of a single particle of a substance
الإنجليزية - التركية

تعريف a single particle of a substance في الإنجليزية التركية القاموس.

grain
{i} tanecik
grain
(Mühendislik) tane

Kör bir tavuk bile bir mısır tanesini bulabilir. - Even a blind chicken can find a grain of corn.

Bir sahilde kum tanelerinin sayısı hesaplanabilir. - The number of grains of sand on a beach is calculable.

grain
tahıl

Pirinç milyonlarca insanı besleyen bir tahıldır. - Rice is a grain that feeds billions of people.

Onlar birçok ülkeye tahıl ihracatı yapıyorlar. - They export grain to many countries.

grain
greyn
grain
(Gıda) hububat tanesi
grain
(Tekstil) kumaş çizgisi
grain
zerrecik
grain
parça
grain
zerre

Onun hikayesinde bir zerre gerçek yok. - There is not a grain of truth in his story.

grain
tohum

Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler. - Farmers sow grain seeds in spring.

grain
mermer taklidi boyamak
grain
{f} damarlı yapmak
grain
{i} (arpa, buğday, mısır v.b.) tane: three grains of wheat üç buğday tanesi
grain
{i} (bir ağaç parçasının içindeki)
grain
(isim) tane, tahıl, tanecik, zerre, granül, damar, çizgi, damarlı yüzey
grain
ağaç damarlarını taklit edercesine boyamak
grain
{i} damarlı yüzey
grain
(Tıp) Eczacı tartısında 0.065 gram
grain
hububat,tohum
الإنجليزية - الإنجليزية
grain

a grain of salt.

a single particle of a substance

    الواصلة

    a sin·gle par·ti·cle of a sub·stance

    التركية النطق

    ı sînggıl pärtıkıl ıv ı sʌbstıns

    النطق

    /ə ˈsəɴɢgəl ˈpärtəkəl əv ə ˈsəbstəns/ /ə ˈsɪŋɡəl ˈpɑːrtəkəl əv ə ˈsʌbstəns/
المفضلات