a single frequency (or very narrow band) of radiation in a spectrum

listen to the pronunciation of a single frequency (or very narrow band) of radiation in a spectrum
الإنجليزية - التركية

تعريف a single frequency (or very narrow band) of radiation in a spectrum في الإنجليزية التركية القاموس.

line
{i} hat

Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim. - I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.

Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş. - The thief cut the telephone lines before breaking into the house.

line
{f} doldurmak
line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş. - The playground is divided into three areas by white lines.

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak. - In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.

line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

Tom kuyruktaki son kişi. - Tom is the last person in line.

Biz kuyrukta ayakta bekletildik. - We were made to stand in line.

line
dizgin
الإنجليزية - الإنجليزية
line
a single frequency (or very narrow band) of radiation in a spectrum

    الواصلة

    a sin·gle fre·quen·cy (or ve·ry nar·row band) of ra·di·a·tion in a spec·trum

    النطق

المفضلات