a sharp steel wedge that cuts loose the top layer of soil

listen to the pronunciation of a sharp steel wedge that cuts loose the top layer of soil
الإنجليزية - التركية

تعريف a sharp steel wedge that cuts loose the top layer of soil في الإنجليزية التركية القاموس.

share
paylaşmak

Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır. - Germany shares a border with France.

Tatlımı benimle paylaşmak ister misin? - Would you like to share my dessert with me?

share
Paylaşım

Bu şehrin kamusal bisiklet paylaşım programı vardır. - This city has a public bike share program.

share
{f} ortak kullanmak
share
istihkak
share
hak

Daha çok şeyler hakkında aynı hisleri paylaşıyor gibi göründüğümüzden onunla anlaşmaya vardım. - I got together with her mainly because we seemed to share the same feelings about things.

O, payını hak ediyor. - He deserves his share.

share
(Kanun) ortaklık

Bizim sorunlarımız ortaklık ile ele alınmalıdır; ilerleme paylaşılmalıdır. - Our problems must be dealt with through partnership; progress must be shared.

share
(Bilgisayar) paylaştır
share
{i} kâr payı

Tom'un kar payı vardı. - Tom had a share in the profits.

Kar payını talep etti. - He claimed his share of the profits.

share
aksiyon
share
hisse senedi

Hisse senedi fiyatları bu son ay dengesizdi. - Share prices have been erratic this last month.

plowshare
{i} saban demiri
plowshare
saban kulağı
plowshare
{i} pulluk demiri
share
hisse/pay
share
(isim) pay, hisse, sermaye payı, katılım, kâr payı, hisse senedi, saban demiri
share
{i} sermaye payı
share
bölüştürmek
share
{f} anlatmak, söylemek
الإنجليزية - الإنجليزية
plowshare
share
a sharp steel wedge that cuts loose the top layer of soil

    الواصلة

    a sharp steel wedge that CUTS loose the top lay·er of soil

    التركية النطق

    ı şärp stil wec dhıt kʌts lus dhi tôp leyır ıv soyl

    النطق

    /ə ˈsʜärp ˈstēl ˈweʤ ᴛʜət ˈkəts ˈlo͞os ᴛʜē ˈtôp ˈlāər əv ˈsoil/ /ə ˈʃɑːrp ˈstiːl ˈwɛʤ ðət ˈkʌts ˈluːs ðiː ˈtɔːp ˈleɪɜr əv ˈsɔɪl/
المفضلات