a share or portion

listen to the pronunciation of a share or portion
الإنجليزية - التركية

تعريف a share or portion في الإنجليزية التركية القاموس.

cut
{i} kesme

Makas bir şey kesmez. - The scissors won't cut anything.

Peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır. - Cheese is easy to cut with a knife.

cut
maktu
cut
yarma
cut
kesiştirmek
cut
biçme
cut
-e gitmemek
cut
sapmak
cut
parça

O, elmayı iki parçaya ayırdı. - She cut the apple in two.

Tom bir cam parçası ile parmağını kesti. - Tom cut his finger on a piece of glass.

cut
azaltmak

Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun? - Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?

Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı. - The factory had to cut back its production.

cut
kesinti

Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil. - The banker's pay cut was temporary, not permanent.

Bir elektrik kesintisi vardı. - There's been a power cut.

cut
dilim

Eti ince dilimler halinde kesin. - Cut the meat into thin slices.

O, bir dilim et kesti. - He cut off a slice of meat.

cut
yarık
cut
{f} görmezlikten gelmek
cut
{i} tutam
cut
{f} yol açmak
cut
{f} (cut, --ting)
cut
tatsız
cut
{f} biçmek
cut
{f} kırpmak
الإنجليزية - الإنجليزية
whack
moiety
divvy
cut
a share or portion

    الواصلة

    a share or por·tion

    التركية النطق

    ı şer ır pôrşın

    النطق

    /ə ˈsʜer ər ˈpôrsʜən/ /ə ˈʃɛr ɜr ˈpɔːrʃən/
المفضلات