a seizure of someone's goods or possessions

listen to the pronunciation of a seizure of someone's goods or possessions
الإنجليزية - التركية

تعريف a seizure of someone's goods or possessions في الإنجليزية التركية القاموس.

taking
{i} alış

Sadece Tom'dan emirler almaya alışamam. - I just can't get used to taking orders from Tom.

Her gün yürümeye alışkınım. - I am in the habit of taking a walk every day.

taking
(Ticaret) işgal
taking
çevirim
taking
filme alma
taking
alarak

Zehir alarak kendini öldürdü. - She killed herself by taking poison.

Her şeyi göz önüne alarak o arabayı satın aldı. - Taking everything into consideration, he bought the car.

taking
{f} al
taking
{s} cazip
taking
hoşa gidecek surette
taking
takinglyalıcı tavırla
taking
sevimli
taking
{s} çekici
taking
the takings ele geçen para
taking
{i} ele geçirme
taking
{i} çalkalanma
taking
{i} alma

Tom parayı almakla suçludur. - Tom was guilty of taking the money.

Tom yeni işi almaya karşı. - Tom is against taking the new job.

taking
{i} telaş
taking
{s} bulaşıcı
taking
{i} sallanma
taking
{s} ilginç

Neden trenlerin resimlerini çekmek çok ilginç? - Why is taking pictures of trains so interesting?

Trenlerin resimlerini çekmek neden ilginçtir? - Why is taking pictures of trains interesting?

الإنجليزية - الإنجليزية
taking
a seizure of someone's goods or possessions

    الواصلة

    a sei·zure of someone's goods or possessions

    التركية النطق

    ı sijır ıv sʌmwʌnz gûdz ır pızeşınz

    النطق

    /ə ˈsēᴢʜər əv ˈsəmˌwənz ˈgo͝odz ər pəˈzesʜənz/ /ə ˈsiːʒɜr əv ˈsʌmˌwʌnz ˈɡʊdz ɜr pəˈzɛʃənz/
المفضلات