Dan, Princeton Üniversitesi'nde bir grup biyoloji araştırmacısı ile bir araya geldi.
- Dan met a group of biology researchers at Princeton University.
Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
- The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
Araştırmacılar pilotu suçlamaya çalıştı.
- The investigators tried to pin the blame on the pilot.
Sen gerçekten oldukça becerikli bir araştırmacısın.
- You really are quite a skillful investigator.
Ben özel bir müfettişim.
- I'm a private investigator.
Müfettişler ne olduğunu çözmeye çalışıyor.
- Investigators are trying to decipher what happened.
Dedektif Dan Anderson o yolu izleyen tek soruşturmacıydı.
- Detective Dan Anderson was the only investigator to follow that lead.
Sen akıllı bir dedektifsin.
- You're a smart investigator.
Tom Boston'da bir özel dedektifti.
- Tom used to be a private investigator in Boston.