الإنجليزية - التركية
تعريف a rod; a stick; a staff في الإنجليزية التركية القاموس.
- yard
- avlu
Evimin küçük bir avlusu var.
-My house has a small yard.
Tom avlusunda bazı çiçekler ekti.
-Tom planted some flowers in his yard.
- yard
- {i} açıklık
- yard
- {i} yarda
Tom şu anda 100 yarda hızlı koşmada okul rekorunu elinde tutuyor.
-Tom currently holds the school record for the 100 yard dash.
O bir yarda kumaş satın aldı.
-She bought a yard of cloth.
- yard
- (Havacılık) 0,914 metre
- yard
- yarda (0.914 metre)
- yard
- hayat
- yard
- yarda (0.9144 metre)
- yard
- {i} manevra istasyonu
- yard
- (İnşaat) yarda, boşluk, alan
- yard
- belli bir amaç için ayrılmış kapalı yer
- yard
- {i} den. seren
- yard
- (Askeri) YARDA: Üç fit veya otuzaltı inçe eşit bir uzunluk ölçüsü. Bir yarda ortalama 91.44 cm karşılığıdır
- yard
- yarda seren
- yard
- {i} tersane
- yard
- {i} şantiye
- yard
- seren/avlu/yarda
- yard
- odun deposu gibi üstü açık işyeri
- yard
- avluya koymak
- yard
- {i} seren
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a rod; a stick; a staff في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- yard
a rod; a stick; a staff
النطق
Resimler
السابق
المفضلات