الإنجليزية - التركية
تعريف a rocket engine في الإنجليزية التركية القاموس.
- rocket
- jülyen
- rocket
- fırlamak
- rocket engine
- (Askeri) sıvı yakıtlı roket motoru
- rocket
- (düzey/miktar/vb.) hızla ve aniden artmak
- rocket
- {f} fırla
Onlar bir roket fırlattı.
-They launched a rocket.
Onlar bir roket fırlatacaklar.
-They are going to send up a rocket.
- rocket
- füze
Füze teknolojisi, İkinci Dünya Savaşı sırasında gelişti.
-Rocket technology improved during World War Two.
- rocket engine
- roket motoru
- rocket
- havaya doğru dik uçmak
- rocket
- {i} papara
- rocket
- {i} roket, füze
- rocket
- havai fişek füzesi
- rocket
- (isim) roket, füze, havai fişek, azar, papara, roka
- rocket
- {f} roket ile göndermek
- rocket
- i., bot. roka, Eruca sativa
- rocket
- roket,v.fırla: n.roket
- rocket
- (Askeri) ROKET: Uçuş sırasında yönü ve yolu kontrol edilemeyen, kendinden itmeli bir araç
- rocket
- Eruca sativa
- rocket
- roket atmak
- rocket
- hızla ve aniden artmak
- rocket
- {f} füze fırlatmak
- rocket
- hızlı ve dikine uçmak
- rocket engine
- (Askeri) SIVI YAKITLI ROKET MOTORU: Bir roket tahrik cihazı. Çalışması bakımından katı yakıtlı roket motoruna (rocket motor) oranla daha. muğlaktır. Detaylı pompa sistemi, basınç bölmeleri, yakıt boruları, elektrik bağlantıları vb... nedeniyle sıvı yakıtlı motor, katı yakıtlı motordan (engine) daha zengin özelliklere sahiptir
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف a rocket engine في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- rocket
- rocket engine
- A reaction engine that obtains thrust by jet propulsion which forms its jet exclusively from propellant
- rocket engine
- A reaction engine that contains all the substances necessary for its operation and is not dependent on substances such as atmospheric oxygen, drawn from the surrounding medium, and thus is capable of operating in outer space. Also called rocket motor
المصطلحات ذات الصلة
a rocket engine
الواصلة
a rock·et en·gineالتركية النطق
ı räkıt encınالنطق
/ə ˈräkət ˈenʤən/ /ə ˈrɑːkət ˈɛnʤən/
Resimler
السابق
المفضلات