a reparation, supply of loss, abode

listen to the pronunciation of a reparation, supply of loss, abode
الإنجليزية - التركية

تعريف a reparation, supply of loss, abode في الإنجليزية التركية القاموس.

repair
{f} tamir etmek, onarmak
repair
{f} tamir et

Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim. - After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder.

O benim evin kırık penceresini tamir etti. - He repaired the broken window of my house.

repair
{f} gitmek
repair
{f} yamamak
repair
tamir etmek

Bisikletimi tamir etmek 5,000 yen'e mal oldu. - It cost me 5,000 yen to repair my bicycle.

Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu. - It cost a lot of money to repair the car.

repair
(hatayı) düzeltmek
repair
tamirat

Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen. - Just do the essential repairs, please.

repair
{i} onarım

Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu. - After his knee repair, he could walk without pain.

Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var. - My house needs major repairs.

repair
{f} telâfi etmek
repair
{f} gidermek
repair
{i} durum
repair
{f} çekilmek
repair
(Tıp) Tamir (etme)
repair
{i} tamir, onarma
repair
{f} düzeltmek
repair
(isim) tamir, tamirat, onarım, durum, hal, sığınak, barınak
repair
(Tekstil) rapor
الإنجليزية - الإنجليزية
{n} repair
a reparation, supply of loss, abode
المفضلات