Hangisinin benim raket olduğunu hatırlayamıyorum.
- I can't remember which is my racket.
Mike'ın güzel bir raketi var.
- Mike has a nice racket.
Onlar dün gece büyük bir curcuna yaptılar.
- They made a big racket last night.
Devam eden bütün bu curcunayla uyuyamıyorum.
- I can't sleep with all this racket going on.
Ben bütün o gürültü ile uyuyamıyorum.
- I can't sleep with all that racket.
Bütün bu gürültü nedir?
- What's all that racket?
Tenis raketini sıkıca kavradı.
- He gripped the tennis racket tightly.
Birisi benim tenis raketimi çaldı.
- Someone stole my tennis racket.
Dokuz FIFA yetkilisi tutuklandı ve şantaj ve rüşvet ile suçlandı.
- Nine FIFA officials have been arrested and charged with racketeering and bribery.
They had quite a racket devised to relieve customers of their money.