a quantity or volume

listen to the pronunciation of a quantity or volume
الإنجليزية - التركية

تعريف a quantity or volume في الإنجليزية التركية القاموس.

amount
{i} tutar

Bu tutar vergi içermektedir. - This amount includes tax.

Çin'de doğrudan yabancı yatırımlar geçen yıl 3 milyar dolar tutarındaydı. - Foreign direct investments in China amounted to $3 billion last year.

amount
{i} miktar

Elektronik sigaradan çıkan duman miktarı hiç fena değil. - The amount of smoke that comes out of an electronic cigarette isn't bad at all.

O miktarın iki katını yemeliler. - They need to eat double that amount.

amount
{f} anlamına gelmek
amount
{f} toplama ulaşmak
amount
{i} önem

Seyahat etmek önemli miktarda kirliliğe neden olur. - Travelling causes a significant amount of pollution.

Topladığımız paranın miktarı önemsizdi. - The amount of money we collected was insignificant.

amount
faizle beraber anaparanın yekunu
amount
{f} toplamı (belirli bir miktar) olmak: It amounts to
amount
{f} sonuca varmak
amount
amount brought forward nakli yekun
amount
hulasa
amount
{i} değer

Öneriniz emir değerindedir. - Your suggestion amounts to an order.

amount
{f} ifade etmek
amount
{i} toplam

Hesabın toplam tutarı nedir? - What's the total amount of the bill?

Toplam 100 dolara ulaştı. - The total amounted to 100 dollars.

amount
{f} eşit olmak
amount
{f} ile eşanlamlı olmak: It amounts to the same thing. Aynı kapıya çıkar
amount
(Avrupa Birliği) miktar, tutar, meblağ
الإنجليزية - الإنجليزية
amount
a quantity or volume

    الواصلة

    a quan·ti·ty or vol·ume

    التركية النطق

    ı kwäntıti ır välyum

    النطق

    /ə ˈkwäntətē ər ˈvälyo͞om/ /ə ˈkwɑːntətiː ɜr ˈvɑːljuːm/
المفضلات