a projection or recess from the face of a building

listen to the pronunciation of a projection or recess from the face of a building
الإنجليزية - التركية

تعريف a projection or recess from the face of a building في الإنجليزية التركية القاموس.

break
kırmak

Tom Mary'nin kalbini kırmak istemiyordu. - Tom didn't want to break Mary's heart.

Peter vazoyu kırmak niyetinde değildi. - Peter didn't intend to break the vase.

break
mola

Onlar şu anda bir mola veriyorlar. - They're having a break at the moment.

İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim. - I've done half the work, and now I can take a break.

break
ortalık ağarmak
break
dağıtmak
break
(Bilgisayar) çık

Ben dün kahvaltı etmeden evden çıktım. - I left home without having breakfast yesterday.

O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı. - He took a walk before breakfast.

break
şafak atmak
break
yıkmak

Bizim sosyal engelleri yıkmak için çok çalışmamız gerekmektedir. - We must work hard to break down social barriers.

break
kırılma

Bambu eğildi ama kırılmadı. - The bamboo gave but did not break.

Plastik kolayca kırılmaz. - Plastic does not break easily.

break
çözmek
break
çatlatmak
break
kırma

Tom Mary'nin kalbini kırmak istemiyordu. - Tom didn't want to break Mary's heart.

Lütfen bu vazoyu kırmamak için dikkatli ol. - Please be careful not to break this vase.

break
dizginlemek
break
bitmek
break
açmak
break
değişiklik
break
kesme bitir/kes
break
{f} batmak
break
sona erdirmek
break
kes,v.kır: n.aralık
break
parçalamak

Bir kazma sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır. - A pick is a long handled tool used for breaking up hard ground surfaces.

الإنجليزية - الإنجليزية
break
a projection or recess from the face of a building

    الواصلة

    a pro·jec·tion or re·cess from the face of a build·ing

    التركية النطق

    ı prıcekşın ır rîses fırm dhi feys ıv ı bîldîng

    النطق

    /ə prəˈʤeksʜən ər rəˈses fərm ᴛʜē ˈfās əv ə ˈbəldəɴɢ/ /ə prəˈʤɛkʃən ɜr rɪˈsɛs fɜrm ðiː ˈfeɪs əv ə ˈbɪldɪŋ/
المفضلات