Her kişi, ayrıcalıklarını kötüye kullanma gücüne sahiptir.
- Every person has the power to abuse their privileges.
Sizinle tanışmak bir ayrıcalık.
- It's a privilege to meet you.
Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir.
- Imperialism is an ideology and practice of powerful groups trying to secure or expand their privileges via dominating other groups.
Ödevsiz hak, imtiyazdır.
- A right without a duty is a privilege.
Sizi evimde burada bulmanın beklenmedik onurunu neye borçluyum?
- To what do I owe the unexpected honour of finding you here in my house?
Onurlu bir insan olmak için edepsizlik etmekten kaçınmalısın.
- You must avoid misbehaving in order to be a honourable person.
Biz yabancı turistlere vergi muafiyeti ayrıcalığı veriyoruz.
- We give foreign tourists the privilege of tax exemption.
I had the honour of dining with the ambassador.
... Ladies and gentlemen, it is my great honor and privilege to ...
... his friends it was great privilege to paint the fence ...