Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Politikacı çarşamba günleri kabul ediyor.
- The politician receives on Wednesdays.
Lincoln iyi bir siyasetçi ve akıllı bir avukattı.
- Lincoln was a good politician and a smart lawyer.
O çok akıllı bir avukat ve politikacıdır.
- He was a very smart lawyer and politician.
Birçok Amerikalı için, iki partili siyasal sistem doğal görünüyor.
- To many Americans, a two-party political system seems natural.
Feministler tüm cinsiyetlerin siyasal, sosyal ve ekonomik eşitliğine inanırlar.
- Feminists believe in the political, social, and economic equality of all genders.
Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.
- Someone made a threat to kill that politician.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Bu kural, siyasiler toplumun güvenini kazanana kadar süreceğe benziyor.
- This rule will obviously remain in place until the politicians win people's trust.
There is a politician in every office.
Politicians should serve the country's interest.
Only real politicians are interested in this issue.
Unlike the other candidates, I'm not a politician.