Bu geçerli bir bakış açısıdır.
- This is a valid point of view.
Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.
- Try to see the problem from her point of view.
Oda, güzel bir göl manzarasına hakim.
- The room commands a fine view of the lake.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en iyi manzara.
- This is the finest view I have ever seen.
Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir.
- The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Tokyo'nun gece görüntüsü muhteşemdir.
- The night view of Tokyo is wonderful.
Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.
- From my personal point of view, his opinion is right.
Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
- Let's look at the problem from a different point of view.
Bir avukat olma düşüncesiyle gece gündüz çalıştı.
- He studied day and night with a view to becoming a lawyer.
Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum.
- I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.
Görüşüne tamamen katılıyorum.
- I fully agree with your point of view.
O, farklı görüşten insanlara açık.
- She is open to people who have a different point of view.
Bakış açınızı anlayabiliyorum.
- I can understand your point of view.
Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
- Let's look at the problem from a different point of view.
Bu cümleyi görmek için en az on sekiz yaşında olmalısın.
- You must be at least eighteen to view this sentence.
The storyline in the film The Usual Suspects is presented from the point of view of an unreliable narrator.
His point of view is that there is only one true religion.
From an economist's point of view, business is all about money.
... LARRY PAGE: Well, I think from an engineering point of view ...
... so it's very exciting from from a sonic point of view ...