Fadıl numuneyi laboratuarına götürdü ve onu analiz etti.
- Fadil took the sample to his laboratory and analyzed it.
Laboratuar bir yangında tahrip oldu.
- The laboratory was destroyed in a fire.
15 Mart'a kadar laboratuvar ekipmanını teslim edebileceğimden eminim.
- I'm certain we can deliver the laboratory equipment by March 15th.
Laboratuvar şimdi yeni bir bilimsel deneyle meşgul.
- The laboratory is busy now on a new scientific experiment.