a piece of metal, as gold, silver, copper, etc

listen to the pronunciation of a piece of metal, as gold, silver, copper, etc
الإنجليزية - التركية

تعريف a piece of metal, as gold, silver, copper, etc في الإنجليزية التركية القاموس.

money
{i} para

O aşırı para harcıyor. - He has lots of money.

O aşırı para harcıyor. - He has a lot of money.

money
{i} mangır
money
{i} nakit

Eski bir atasözü zamanın nakit olduğunu söylüyor. - An old proverb says that time is money.

Vaktin nakit olduğu gerçekten söylenilmektedir. - It is truly said that time is money.

money
{i} tıkır [arg.]
money
patpat
money
(Argo) canlı

Leyla, parası için Fadıl'ı canlı canlı yaktı. - Layla burned Fadil alive for his money.

money
para kırmak
money
servet

Mary servete konduktan sonra bir alışveriş çılgınlığına devam etti. - Mary went on a shopping spree after coming into some money.

a piece of
bir parça

Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi. - I tried a piece of cake and it was delicious.

Ben bir parça bagaj satın aldım. - I bought a piece of baggage.

money
para yerine geçen şey
money
(isim) mangır, para, nakit, tıkır [arg.]
money
money market piyasa
money
even money yarışta iki tarafln eşit meblâğlarla bahis tutuşması
money
money belt para taşlmaya elverişli kuşak
money
easy money kolay kazanılmış para
money
money order posta havalesi
الإنجليزية - الإنجليزية
money