a piece of meat that has been cut from an animal carcass

listen to the pronunciation of a piece of meat that has been cut from an animal carcass
الإنجليزية - التركية

تعريف a piece of meat that has been cut from an animal carcass في الإنجليزية التركية القاموس.

cut
{i} kesme

Peyniri bıçakla kesmek kolaydır. - It's easy to cut cheese with a knife.

Peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır. - Cheese is easy to cut with a knife.

cut
maktu
cut
yarma
cut
kesiştirmek
cut
biçme
cut
-e gitmemek
cut
sapmak
cut
parça

O, elmayı iki parçaya ayırdı. - She cut the apple in two.

Tom kız kardeşine bir parça kek kesti. - Tom cut his sister a piece of cake.

cut
azaltmak

Sigaraları azaltmaktansa, bayım, niçin onları bırakmıyorsun. - Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?

Sigaraları azaltmak yerine neden sadece onları bırakmıyorsun? - Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?

cut
kesinti

Bir elektrik kesintisi vardı. - There's been a power cut.

Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar. - Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.

cut
dilim

Lütfen pizzayì üç dilim şeklinde kes. - Please cut the pizza into three slices.

Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti. - Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.

cut
yarık
cut
{f} görmezlikten gelmek
cut
{i} tutam
cut
{f} yol açmak
cut
{f} (cut, --ting)
cut
tatsız
cut
{f} biçmek
cut
{f} kırpmak
الإنجليزية - الإنجليزية
cut-
cut
a piece of meat that has been cut from an animal carcass

    الواصلة

    a piece of meat that has been cut from an a·ni·mal car·cass

    التركية النطق

    ı pis ıv mit dhıt hız bın kʌt fırm ın änımıl kärkıs

    النطق

    /ə ˈpēs əv ˈmēt ᴛʜət həz bən ˈkət fərm ən ˈanəməl ˈkärkəs/ /ə ˈpiːs əv ˈmiːt ðət həz bən ˈkʌt fɜrm ən ˈænəməl ˈkɑːrkəs/
المفضلات