a piece of help, usually to be repaid

listen to the pronunciation of a piece of help, usually to be repaid
الإنجليزية - التركية

تعريف a piece of help, usually to be repaid في الإنجليزية التركية القاموس.

favour
kayırmak
favour
lütuf
favour
lütfetmek
favour
dostça davranış
favour
atiyye
favour
yüreklendirmek
favour
desteklemek
favour
{f} lütfet
favour
kayırma
favour
iltimas
favour
destek

Ben önerini destekliyorum. - I am in favour of your proposal.

favour
yanında olmak
favour
yardım
a piece of
bir parça

Bana bir parça bilgi getirdi. - He brought me a piece of information.

Tom kız kardeşine bir parça kek kesti. - Tom cut his sister a piece of cake.

favour
yardımda bulunmak
favour
şereflendirmek
favour
{i} hediye (sürpriz)
favour
(isim) lütuf, iyilik, yardım, sevilme, beğenilme, hediye (sürpriz), ayrıcalık, koruma, iltimas, kayırma, taraftarlık
favour
kabul etmek
الإنجليزية - الإنجليزية
favour

I need a favour. Could you lend me 5 dollars til tomorrow, please?.

a piece of help, usually to be repaid
المفضلات