a person who believes; especially regarding religion

listen to the pronunciation of a person who believes; especially regarding religion
الإنجليزية - التركية

تعريف a person who believes; especially regarding religion في الإنجليزية التركية القاموس.

believer
{i} inanan

Tom gerçek bir inanan. - Tom is a true believer.

İslam Danimarka'nın en büyük ikinci dini olup, onun 210.000 inananı toplumunun% 3.7'sini oluşturmaktadır. - Islam is the second largest religion in Denmark, of which its 210,000 believers make up 3.7% of its society.

believer
{i} iman eden kimse
believer
imanlı

Tanrı'nın Sözü'nü küçük bir grup imanlıya vaaz ediyor. - He was preaching God's Word to a small group of believers.

believer
mümin

Mümin olmak için teoloji okumak zorunda değilsiniz. - You don't have to study theology to be a believer.

Bir orgcu müminlerin bir şarkısına eşlik etti. - An organist accompanied the song of the believers.

believer
{i} inançlı
الإنجليزية - الإنجليزية
believer
a person who believes; especially regarding religion
المفضلات