Keşke Tatoeba'da daha fazla azınlık dilleri olsa.
- I wish there were more minority languages in Tatoeba.
Azınlık haklarını korumalıyız.
- We have to stand up for minority rights.
Sergi ufak bir skandala neden oldu.
- The exhibition caused a minor scandal.
Dan ufak yaralarla kurtuldu.
- Dan survived with minor injuries.
Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi.
- I was given a minor share of my father's wealth.
Giremezsin, çünkü sen bir küçüksün.
- Because you're a minor, you can't enter.
Reşit olmayanlar buraya giremez.
- Minors can't come in here.
Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye düşürdüğünüz için tutuklusunuz.
- You're under arrest for endangering the welfare of a minor.