O bir bebekken evlat edinilmiştir.
- She was adopted as an infant.
Genç kadın kollarında bir bebek taşıyordu.
- The young woman was carrying an infant in her arms.
Arkeologlar yüzün üzerinde mezar keşfetti, onlardan birkaçı küçük çocuklara aitti.
- The archaeologists discovered over a hundred graves, a few of which belonged to infants.
Onlar çocuklarla ilgili düşük ölüm oranını tıbbın ilerlemesine bağladı.
- They attributed the low death rate of infants to the progress of medicine.
Çocuklara ve bebeklere içgüdüsel olarak kötü davranıyorum.
- I'm instinctively bad with children and infants.
Arkeologlar yüzün üzerinde mezar keşfetti, onlardan birkaçı küçük çocuklara aitti.
- The archaeologists discovered over a hundred graves, a few of which belonged to infants.
Mary'nin üç tane küçük çocuğu var.
- Mary has three infants.