Bu siste yol işaretlerini göremiyorum.
- I can't see the road signs in this fog.
Çamurlu yol, yeni ayakkabılarımı mahvetti.
- The muddy road has ruined my new shoes.
Demiryolu karayoluna paralel.
- The railroad is parallel to the road.
Kamp bölgesi karayoluyla ulaşılabilir değil.
- The campsite isn't accessible by road.
Demiryolu karayoluna paralel.
- The railroad is parallel to the road.
Demiryolu bu noktada yolu geçer.
- The railway crosses the road at this point.
Where, then, is the road to peace?.