Sanat dünyanın bildiği bireyciliğin en yoğun biçimidir.
- Art is the most intense mode of individualism that the world has known.
Bu, hurafenin modern bir biçimidir.
- That is a modern form of superstition.
Salman Rüşdi'nin “Şeytan Ayetleri” modern edebiyatın gerçek başyapıtıdır.
- “The Satanic Verses” by Salman Rushdie is a real masterpiece of modern literature.
Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
- Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
O Noel'de bana çok güzel bir uçak satın almak için yola çıktı.
- At Christmas she went out of her way to buy me a really nice model plane.
O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
- He contrived a means of speaking to Nancy privately.
İbranice hiç eski moda değil ama oldukça modern, coşkun ve taze.
- Hebrew is not at all old-fashioned, but rather modern, effervescent, and fresh.
Tom Mary'nin ofisine girmeden önce telefonunu sessiz moda aldı.
- Tom switched his phone to manner mode before he walked into Mary's office.
Modern yöntemler sanayiyi geliştirdi.
- Modern methods improved industry.
Modern yöntemler endüstriyi ilerletti.
- Modern methods have pushed industry forward.