Tom, Fransa'da bir Çin lokantasında İngiliz borusu ile İspanyol halk melodisi çaldı.
- Tom played a Spanish folk tune on his English horn at a Chinese restaurant in France.
Eminim ki halkın seni özlüyordur.
- I'm sure your folks miss you.
O, okullarda kullanım için bir Japon folklor antolojisi derledi.
- He compiled a Japanese folklore anthology for use in schools.
Wilhelm Friedrich Radloff, Türk halklarının tarihini ve folklorunu inceleyen ünlü Alman bilim adamıdır ve Tatar halk dastanlarının ilk koleksiyonunu derlemiştir.
- Wilhelm Friedrich Radloff is the famous German scientist who have studied the history and folklore of Turkic peoples and compiled the first collection of Tatar folk dastans.
Burada görülecek hiçbir şey yok, millet. Devam edin.
- Nothing to see here, folks. Move along.
Orada bekleyin, millet.
- Hang in there, folks.
Hollanda halk biliminde kabouterler yer altında yaşayan minik insanlardır.
- In Dutch folklore, kabouters are tiny people who live underground.
Bu insanlara bazı içecekler alın.
- Get these folks some drinks.
İrlanda halk müziğiyle çok ilgileniyorum.
- I'm very interested in Irish folk music.
1960'larda halk müziği çok popülerdi.
- In the 1960s, folk music was very popular.