a name; an appellation; a designation

listen to the pronunciation of a name; an appellation; a designation
الإنجليزية - التركية

تعريف a name; an appellation; a designation في الإنجليزية التركية القاموس.

title
{i} başlık

Ben büyürken, 300.000'den daha az sayıda kız lise sporlarını oynadı. Bugün, Başlık 9'dan dolayı, üç milyon kızdan daha fazlası sahada. - When I was growing up, fewer than 300,000 girls played high school sports. Today, because of Title IX, more than 3 million girls are on the field.

1986'da Sally Ride To Space and Back başlıklı bir kitap yayınladı. - In 1986, Sally Ride published a children's book titled To Space and Back.

title
(isim) başlık, isim, sıfat, ünvan, ad, marka, hak, sahiplik
title
(Bilgisayar) adı

O senin söz ettiğin kitabın adını bilmiyor. - She doesn't know the title of the book you're talking about.

Şarkının adını görüştüler. - They discuss the title of the song.

title
senet
title
altın borsası
title
görevi
title
konu başlığı
title
{f} isimlendir
title
şampiyonluk
title
serlevha
title
hak
title
{i} isim
title
kitaba ad koymak
title
{i} sahiplik
title
{i} ünvan

Biri ondan daha iyi bir ünvanla ortaya çıkabilmeliydi. - Someone should've been able to come up with a better title than that.

Boksör, ünvan maçı için kilo kaybetmek zorundaydı. - The boxer had to lose weight for the title match.

title
tasarruf belgiti
title
{i} marka
title
{i} sıfat

İnek sıfatını gururla taşırım. - I would proudly carry the title of nerd.

الإنجليزية - الإنجليزية
title
a name; an appellation; a designation
المفضلات