a musket, gun, or cannon; as, a battery of six pieces; a following piece

listen to the pronunciation of a musket, gun, or cannon; as, a battery of six pieces; a following piece
الإنجليزية - التركية

تعريف a musket, gun, or cannon; as, a battery of six pieces; a following piece في الإنجليزية التركية القاموس.

piece
{i} tane

Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var. - I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.

Japon satrancında kaç tane farklı parça var? - How many different pieces are there in Japanese chess?

piece
{i} taş (dama)
piece
{i} eser

Bu müzik eseri dört hareketten oluşur. - This musical piece is composed of four movements.

Baba! Bu güzel sanat eserini nasıl anlayamıyorsun? - Dad! How can you not understand this beautiful piece of art?

piece
{i} kırıntı
piece
{i} kısa mesafe
piece
kalıp
piece
(Askeri) tek silah
piece
(Satranç) piyadeden yüksek taş
piece
parça

Tom pastayı altı parçaya böldü. - Tom cut the pie into six pieces.

Ben üç parça mobilya satın aldım. - I bought three pieces of furniture.

piece
(isim) parça, tane, bir parça, eser, kırıntı, piyes, iş, tüfek, kısa mesafe, kısa süre, taş (dama), piyondan büyük taş, madeni para
piece
{i} oyun, piyes
piece
{i} satranç piyadeden yüksek taş
piece
(fiil) yamalamak, parça koymak, eklemek, birleştirmek, parçalarını eklemek
piece
(Askeri) TEK SİLAH; TOP: Herhangi bir ateşli silah. Bir topçu silahı, bir makineli tüfek veya bir piyade tüfeğine bu isim verilir
piece
{f} eklemek
piece
{i} örnek
piece
{i} dama taşı
piece
parçalarını bir araya getirerek tamir etmek
piece
{f} parçalarını eklemek
piece
{i} parça, kısım, bölüm
الإنجليزية - الإنجليزية
piece
a musket, gun, or cannon; as, a battery of six pieces; a following piece

    الواصلة

    a musket, gun, or cannon; as, a Bat·te·ry of six pieces; a fol·low·ing piece

    النطق

المفضلات