Sami bir Rolls Royce sürüyordu.
- Sami drove a Rolls Royce.
Hırs onu cinayete sürükledi.
- Ambition drove him to murder.
Hırs onu cinayete sürükledi.
- Ambition drove him to murder.
O, kamyonu Dallas'a sürdü.
- He drove the truck to Dallas.
Tom bağıran fanatik kızlardan oluşan bir kalabalık tarafından çevrilmişti.
- Tom was surrounded by a horde of screaming fangirls.