تعريف a mine في الإنجليزية التركية القاموس.
- mine
- mayın
Mayınlar olduğu için nevigasyon zordu.
- Navigation was difficult because there were mines.
Fadıl bir mayın tarlasına girdi.
- Fadil walked into a minefield.
- mine
- benimki
Onun bisikleti benimkinden daha iyi.
- Her bike is better than mine.
Onun evi benimkinin çevresindedir.
- Her house is in the neighborhood of mine.
- mineral
- {i} maden
Yanımda her zaman bir şişe maden suyu taşırım.
- I always carry a bottle of mineral water with me.
İl, maden kaynaklarınca zengindir.
- The province is rich in mineral resources.
- mine
- maden
Askerler madencilerin terk etmelerini emretti.
- The soldiers ordered the miners to leave.
Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
- The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
- mineral
- {s} madensel
- mine
- benim
Senin fikirlerin benimkinden farklı.
- Your ideas are different from mine.
Masadaki hesap makinesi benim.
- The calculator on the table is mine.
- mine
- mayın döşemek
- mine
- {f} kazmak
- mine
- {f} kazıp çıkarmak
- mine
- {i} ask. mayın
- mine
- (Askeri) (LAND MINE WARFARE) MAYIN (KARA MAYIN HARBİ): Kara, Deniz ve Hava araçlarını imha etmek veya hasara uğratmak; personeli yaralamak, öldürmek veya başka bir şekilde iş göremez hale getirmek maksadıyla hazırlanmış ve normal olarak, bir kap içine yerleştirilmiş infilak maddesi veya diğer malzeme. Mayın; cisim veya şahsın üzerinde yaptığı etkiyle, zamanla veya kontrollü vasıtalarla, kendiliğinden patlar. Ayrıca bakınız: "antipersonnel mine (land mine warfare) ", "Chemical mine (land mine warfare) ", "inertmine (land mine warfare) ", "oscillating type mine (land mine warfare) ", "phony mine (land mine warfare) ", "practice mine (land mine warfare)"
- mine
- bana ait
- mine
- (Askeri) mayın dökmek
- mine
- (Madencilik) maden çıkartmak
- mine
- maden çıkarmak
- mine
- kaynak
İl, maden kaynaklarınca zengindir.
- The province is rich in mineral resources.
Meyve ve sebzeler vitamin, mineral ve lif için iyi bir kaynaktır.
- Fruit and vegetables are a good source of vitamins, minerals and fibre.
- mine
- çıkarmak (maden)
- amine
- amin
Aminler azotlu bileşiklerdir.
- Amines are nitrogenous compounds.
- mine
- maden ocağını işletmek
- mine
- maden ocağı
- mine
- {f} çıkar
Eğer senin cevabın doğruysa bundan da şu sonuç çıkar ki benim ki yanlış.
- If your answer is correct, it follows that mine is wrong.
Avustralya'da her gün bir milyon tonun üzerinde kömür çıkarılıyor.
- More than one million tons of coal are mined each day in Australia.
- mine
- (maden/vb.) çıkarmak
- mine
- (Sanat) Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı
- mine
- (Sanat) Dişlerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku
- mine
- (Sanat) İnce ve parlak nakış
- mine
- (Sanat) Saat kadranı: "Hurdalanmış mineleri çatlayıp akrep ve yelkovanları kopmuş."- R. H. Karay
- mine
- {f} maden çıkar
- mine
- benimkiler
- amine
- {i} amin [kim.]
- amine
- (isim) amin [kim.]
- mine
- {f} maden işletmek
- mine
- adl
Madencilik ile ilgili olan Minecraft adlı bir oyun var.
- There’s a game called Minecraft that is about mining.
- mine
- {f} yeraltında (lağım/yol) kazmak
- mine
- kazıp çıkarmak yeraltı
- mine
- {f} tünel kazmak
- mine
- {i} torpil
- mine
- sabit torpil
- mine
- mayın/maden
- mine
- mine detector mayın detektörü
- mine
- {i} memba
- mine
- {f} mad. kazıp çıkarmak
- mine
- çıkarmak
- mine
- hazine
- mine
- {f} sinsice bozmak
- mine
- x mayın döşe/maden çıkar
- mine
- {z} benim; benimki: It's mine. O benim./Benim
- mine
- (Askeri) MAYIN: 1. Kara mayın harbinde, yer araçları, gemiler, veya hava araçlarını tahrip etmek yada hasar vermek veya personeli yaralamak, öldürmek veya diğer şekillerde tesirsiz kılmak için tasarlanan, normal olarak koruyucu bir kaplama malzeme içinde bulunan, bir patlayıcı veya diğer tür bir malzeme. Kurbanının faaliyeti, zaman geçmesi, veya kontrol araçları ile patlatılabilir. Bak. "mine (land mine warfare) ". 2. Deniz mayın harbinde, gemilere hasar verme yada batırma niyeti ile veya bir giriş bölgesine gemilerin yaklaşmasını önlemek amacıyla denize dökülen bir patlayıcı aygıt. Terim gemilerin veya liman tesislerinin altlarına, dalgıçlar tarafından iliştirilen aygıtları ve yerleştirilmesinden belirli bir süre sonra patlayacağı tahmin edilen aygıtları içermez
- mine
- {f} araştırıp bulmak
- mine
- kendiminki
- mine
- lağım
- mineral
- madensel madde
- mineral
- {i} maden filizi
- mineral
- dili sodalı içecekler mineral
- mineral
- {s} madensel, madeni
- mineral
- mineral wool amyant
- mineral
- (sıfat) madensel, madeni
- mineral
- (Tıp) Madeni cisimler
- mineral
- {i} çoğ., İng., k.dili. madensuyu
- mineral
- {i} mineral
- mineral
- kingdom madenler sınıfı
- mineral
- madenli
- mineral
- {i} madensel tuz
- mineral
- mineral oil madeni yağ mineral water maden suyu
- mineral
- ak asbest