Köpeklere çok düşkündür.
- She is very fond of dogs.
Nancy köpeklerden korkar.
- Nancy is afraid of dogs.
Mary'nin köpeği onu okula kadar takip etti.
- Mary's dog followed her to school.
Köpek yabancı adama hırladı.
- The dog growled at the strange man.
Büyük bir köpeği olan adam içeri girdi.
- A man with a big dog came in.
Çocukluğumda karpuz, mandalina ve yenidünya meyvelerini yemeyi seven bir köpeğim vardı.
- In my childhood I had a dog that loved to eat watermelon, mandarins and loquats.