Arada bir yanımdan bir araba geçti.
- Every once in a while, a carriage passed by me.
Prenses saat tam dokuzda dört atlı arabasıyla geldi.
- Precisely at nine o'clock came the Princess in the carriage with four horses.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
O, vagona girmek istedi.
- She wanted to enter the carriage.
Bunlar birinci sınıf taşıyıcılar değil.
- These are not first-class carriages.